top of page

9. İÇ ÇATIŞMALAR

Kasım,2019

Duygularım ve üstünü örttüğüm düşüncelerim çatıştı. Kalbimin sesini daha çok dinlemem gereken bir olayda aklıma göre hareket etmek zorunda kaldım. Kalbimi etkisiz eleman yerine koyduğum an hayallerimden vazgeçmek kolaylaştı. Ama bu beni üzmedi sandım. Üzmüş.

Hem artık umutsuz olduğunu görebildiğim birşeylere devam etmeyi istemeyip birini hayatımdan çıkarmak, hem de o gittiği için üzülmek.. Bu benim başıma hep geliyor.

İç çatışmam haklılık ve mutluluk arasında çıkıveriyor. Hem kararımın arkasındayım hem pişmanlık duyuyorum. Sanırım bu pişmanlık değil sadece üzüntü. Evet evet. Yaşadığım çatışmanın sebebi ise kararsızlık. Kendimi ne istediğime ikna edebilirsem bu kararsızlık ortadan kalkacak. Kendimi bir yolda ilerlemeye odaklayabilirsem tek bir yolda birden fazla fikir beni boğmamaya başlar. Bu sayede kendimi 1 olmaya ve 1 kalmaya daha kolay ikna ederim.

Çatışmalara kızgınım ama ben. Ne olacak yani şimdi?

Sadece çok sevsek ve çok tolere etsek asla olmaz. E hiç tolere etmemize gerek kalmasa ama yeteri kadar sevmiyorsak ? o daha kötü. Tecrübeyle sabit.

Peki ne zaman işte bu diyeceğiz ?

Ne zaman çatışmaları yönetmeye çalışırken tek başımıza karar vermek zorunda kalmayacağız ?

Ne zaman veya hangi koşulda karışmızdaki kişinin sadece varlığı bizim kolay karar vermemize ve rahatça arkamıza yaslanmamıza yardımcı olacak ?

Belki de yargılamayı bırakınca.

Ama bilemiyorum abartıyor muyum yine birşeyleri ?

Eskiye göre daha sakınım sanırım. Yani en azından çatışmalarım artık kendi içimde süregeliyor.

Mesela ailemle çatıştıgım noktalar ben başka ülkede yaşamaya başlayınca yok oldu gibi bir şey. Ama benim ileriyi planlama ve görme hevesimle alakalı olarak ikili ilişkilerde yaşadığım kendi iç çatışmam bu süreçte beni çok yoruyor.

Hem ne istediğimi netleştirmek için yalnız kalmayı tercih ettim hem de kendime itiraf edemediğim onlarca şey var, onlarla yüzleşmekte zorlanıyorum. Kendimi anlamakta, kendimle anlaşmakta zorlanıyorum. Olayları büyütüyor muyum diye sık sık kendime soruyorum. Bilemiyorum kendimi tamamen bilinçli bir şekilde inşa etmek için epey uğraşıyorum ama sanırım bunun için başka bir gözün bana soru sorması ve benim beklemediğim sorularla ve analizlerle karşılaşmam lazım ki ilerleme kaydedeyim. Ama şimdi kendi kendime düşünüyorum, çatışmalarıma bir son vermek için ne yapabilirdim ?

Yazmaktan başka ne işe yarardı ? Ne istediğimi kapsamlıca yazmam lazım, sonra da bu konuya tekrar değinmem ve işin içinden bir şekilde çıkmam lazım.


Haziran, 2020

Zaman ve iletişim beni birkaç ay içinde öyle güzel bir yere getirmiş ki.. Şimdi, 7 ay önce yazdığım bu yazıyı okurken, kısa süre önce bile kendi kendime problem yaratan bir insan olmayı nasıl başarıyormuşum diye çok farklı bir kişi olarak bakıyorum o zamanki Meltem’e. Öncelikle, bu gibi bu yazıları yazmama sebep olan psikolojik çöküntü zamanları olan zamanlarda kendimizi üzgün bulmamız çok olağan. Buna pişmanlık dememek daha adil olur. Ne istediğimi bilmiyorum konusunda haklıydım ve şu an bunları düşüne düşüne ne istediğime karar verebilmiş durumdayım. Ama şunun da farkındayım, bu konu standartlarla veya özelliklerle tanımlanamaz bir konu. Çünkü daha önceki yazılarda da bahsetmiştim, koşullara göre hareket etmek için esnek olmak zorundayız ve herşeye bir etiket takmaya çalışırsak hem kısıtlanmış hem de yanılmış oluruz. Çünkü tek bir doğru yok.

Bu yüzden geride bıraktığımız her ilişki bize neleri isteyebileceğimizi ve neleri istemeyeceğimizi belirlemek için bize ipucu verebilir ancak bizi asla mutlak bir doğruya ulaştırmasını beklemesek sanki daha doğru olur. Benim hatam hep realistik bir yaklaşımla kesin sonuç aramak oldu. İnsan ilişkilerinde, hele de henüz kendini bile tam anlamıyla tanıyamıyorken iki kişiye dayanan ve kesin bir sonucu olan bir denklem üretmeye çalışmak biraz çocukça, daha doğrusu cahilce.

Kendimle anlaşmak konusunda bana yardım eden şey kendimi suçlamayı bırakmak oldu.böylece kendimi kendime sakince anlatabildim ve yargılamadan dinleyebildim. Ben ne bencilim ne sabırsızım ne de tahammülsüzüm. Ben doğru olanı yaptım ve şu an da doğru olanı yapmış olmanın rahatlığıyla kendimle mutlu bir kadın olarak hayatıma devam ediyorum. Kimse için üzülmeye değmez gibi laflar etmeyeceğim çünkü değer veya değmez diye üzülmüyoruz bu ruhsal bir durum ve kontrol edemiyorsak da bırakalım üzüntüsünü yaşasın sonra da düzelsin içimizdeki insanın psikolojisi. Neyse işte iç çatışmalarımın sebebi kendımım. Bu çok açık bir gerçek. Kendimi rahat bıraktığımda, yakın arkadaşlarımla konuşarak bu süreci oj´bjektif analiz ettiğimde ve ne istediğim üzerine biraz daha düşündüğümde, ne istemediğimi kesinleştirdim ve bu da yoluma mutlu devam etmemi sağladı, böylece çatışmalar da bitti.



Sevgiler..


Yorumlar


©2020, Meltem KÖSEDAG tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page