4. DOĞRULARIM
- Meltem KÖSEDAG
- 3 Nis 2020
- 2 dakikada okunur
Kasım, 2019
Beklemek, karşılaşmak, bulmak ve bu süreçleri doğru yargılarla biçimlendirmek için öncelikle kendi doğrularımız olmalı. Hata yaparak doğruyu öğrenmekte üstüme yoktur. Doğrularıma sıkı sıkıya bağlıyım ama beni derinden etkileyen veya bende birşeyler değiştirebileceğine inandığım olayların çoğunun ardından, kendimi farklı biri olarak buldum, doğrularım ister istemez değişti.
Yani sıkı sıkıya bağlı olduğum doğruları tecrübeler sonucunda değiştirebiliyorum. Burası tamam. En çok 23. yaşımdan beri değiştim, çünkü o zamandan beri kendim ve hayat ile alakalı tam anlamıyla bilinçliyim. Hala da değişiyorum, belki her gün olmasa da her noktada diyebilirim. Zaten değişmeyeceksem neden yazıyorum ki bunları? Doğru sandığım yanlışlarımı düzeltmezsem, yarın nasıl daha iyi olacağım dünden ?
Hani başkasına tavsiye verdiğimiz şeyleri kendimize gelince uygulayamayız ya, ya da doğrularımız aynı olmadığı için karşımızdakini bir konuda telkin edemediğimiz olur ya.. İşte bu günlerde fevkalade bir tecrübem oldu.
Eski bir dostum benim içimdeki sıkıntıya benzer bir durum yaşadı, ona söyleyebileceğim herşeyi günlerce kendime de başkasıymışım gibi üçüncü gözden söyledim. O benim dediklerimi kolay uygulayamadı ama sadece iki gün sonra aynı şeyi ben de yaşadığım icin bu bana yaradı.
Hem onun yaşadığı şeye üzülürken hem de aynı olayın benim de başıma gelmesinin üzüntüsüyle abartılı mutsuz bir süreç geçirdim. Ama çok uzun sürmedi, çünkü ona söylediklerim çok sıcaktı ve hepsi aklımdaydı. Kulaklarım bu günlerde ne yapmam gerektiğiyle doluydu. Bu doğrular kulağımda çınlarken artık şımarıklık yapamazdım.
Üzüntümü, doğrularıma yoğunlaşarak ve zamanında sırf kendi doğrularım için aldığım kararları neden aldığımı hatırlayarak azalttım. Zaten doğru konuşalım, üzülmeye hakkım yoktu, ama hislerimi de mantığımla kontrol edemiyorum ya!
(Sürekli şuna hakkım, yok buna hakkım yok diyerek kendimi azarlıyordum o günlerde, ileride bunu daha düzgün yönetebileceğim bir süreç gelecek, siz de okuyacaksınız. Hakkım var elbette üzülmeye, insanım ben de. Kendime haksızlık etmemeliydim ve yaşamam gereken üzüntüleri yacamak için kendime müsade etmeliydim. O günlerde bu bilince sahip değildim o yüzden böyle sert yazıyordum kendime.)
Kendime bu kadar acımasız olmamalıyım. Böyle desem de, eskiden doğrularımı bir kenara bırakıp o an istediğini yapan bir Meltem’dim, şimdi doğrularımla çevrili fikirlerim var, duygularımı 100% kontrol ediyorum. Al sana doğrularım işte, tepe tepe kullan. (kendime diyorum) Peki ya duygularım?
Bilmiyorum. Kendimi tamamen mantık kontrolünde yönetmek zorunda hissediyorum, sonra duygularım devreye girince hemen 'senin doğruların bunlar, bunlara göre de, duygulanmakta haksızsın!' diyorum. Ne gaddar bir kendim var. Hepsinden sıyrılıp sadece akılsız bir ahmak edasında yaşasam duygularımı, geçecek belki de..
Herşeyi geleceğim için yapmaya çalışıyorum ama ne kadar doğru ne kadar yanlış olduklarını da yaşamadan bilemeyeceğim, çünkü bir musibet bin nasihatten iyidir derler. Öyle de devam edecek. Halâ içinden çıkamadığım şeyler var. Çok temel doğrularımı değiştirmem gerekiyor sanırım, bu zaman alacak, beni de yoracak bir şey olmalı..
Bu yazıları yazdıktan sonra okuduğum bilişsel terapi kitabı bana inanılmaz farkındalık yarattı ve kendimi eskiye göre çok daha rahat yönetebiliyorum. Bu yazılar Kasım 2019’da yazıldığı için size aynen aktarırken şu anki ruh halimden farklı fikirlerden bahsediyorum, size o terapide okuduklarımı ve not ettiğim herşeyi gelecekteki yazıda anlatırken, nereden nereye bir değişim yaşadığımı göreceksiniz. Belki sizin için de benzer etkiyi yaratabilecek harika bir rahatlama serüveni yolda, geliyor.
Sevgiler..
Yorumlar