top of page

Kariyer Yolumun Başında (2018-3/3)

9.9.2018

Şu an son yazdığımdan tam 6 hafta sonra, Darmstadt’tan Monica’nın mutfağından yazıyorum. İnanılmaz çok şeyin yaşandığı, nihayet Almanya’da olduğum bir süreç geçti ve bu süreci burada kesinlikle anlatmak istemiyorum. EY’da sona doğru mükemmel yoğunlaşan iş hayatı, bazı işleri aptalca son haftalara bırakmam, projeleri son hafta özel olarak takip etmek zorunda kalmam beni çok yordu. Ama her şeyi düzgün bir şekilde bitirdim ve öyle kapattım EY İstanbul defterini. Diğer yandan işler yüzünden kendime ayıracak vakit hiç kalmadığı için tezi tamamen boşladım ve buraya çok açıkta kalan yapılacaklar listesiyle yarım yamalak bir tez getirdim. Kesinlikle benim hatam. Ancak çalışmak zorundaydım başka yolu yoktu. Almanya için vize ve sigorta işlerimi hallettim, kendime bütçem dahilinde bir laptop aldım annemin de desteğiyle. İkinci el elektronik ürün alırken de 33 kere düşünmek gerekiyormuş bunu anladım. O’nun var olduğu dolu dolu iki ay geçirdim. Önceki yazımda aşık olduğumdan bahsetmiştim, ülke değiştirmeme rağmen ona sahip çıktım ve bu yazı bitene kadar kendisinden ara ara bahsedeceğim bir O olacak. Almanya’ya Prag üzerinden ve ITÜ'den yeni tanıştığım Tanju'yla geldim, Iyi çocuk.

Şu an Monica beni ağırlıyor ama sadece üç günlüğüne kalacağım demiştim gelmeden önce ve ev bulana kadar ne yapacağımı bilmiyorum. Monica biraz garip bi kadın. Sıradan değil ve inanışları hem çok bilinçli hem çok şüpheci. Kendi kendine hayatı zorlaştıran düşüncelerde tutsak olmuş biri ama soruları da haklı sorular. Reenkarnasyona inanıyor ve benim onun başka bir hayatında kızkardeşi olduğumu düşünüyor. Onu, şans eseri hayatıma giren ve muhtelemen bir daha yolumun kesişmeyeceği bir medyumla konuşturma fırsatım oldu. Kadınla telefonda konuştuk Monica yanımdaydı. Kadın Monica ile ilgili herhangi bir soru sormadan ona 3 sayfa konuştu. Yazdık, Monica bunlar üzerine uzunca düşündü ve içindeki onyıllardır süren huzursuzluğun o konusma sayesinde geçtigini ve bana minnet duyduğunu söyledi. Ben hala ev bulamadım. Ev ararken bana onun evinde kalmaya devam edebileceğimi söyledi. Çok garip. Hayat beni hep düşecekken kolumdan tutan insanlarla karşılaştırıyor ve bunun tesadüf olmadığı çok açık.

Bu hayatın benim yolumu açık tutmasının, benim de inandığım Karma düzeninin bana iyi insan olmanın iyi hayat yaşamakla ödüllendirileceğini tekrar hatırlatması olduğunu sanıyorum. Şimdi deli gibi iş başvuruları yapıyorum ve her an stresli bir şekilde ev arıyorum. Almanca seviye belirleme sınavına girdik beni üst seviye sınıfa aldılar ama derslere katıldım, anlayamadım seviyem yetmediği için o yüzden gittim düşük seviyeli sınıfa kaydımı aldırdım. Yeni sınıf belirlendi dersler başladı şimdi yarım gün okula gidiyorum kalan zaman da ev ve iş aramakla geçiyor. Sınıfta kimse birbiriyle konuşmuyor ama herkes nerede kaldığını söylerken ben evimin olmadığını söyleyince Endonezyalı bir kız bana molada bir ev gösterdi, kendisi kalacakken iptal etmis. Çok beğendim. Mail attım ama dönmediler. Yürürken bir yerlerde kayboldum bir kilise gördüm gidip bahçesine oturdum. Yukarıdakiyle biraz konuştum bana ev bulmamda yardım etsin diye. Henüz etrafı keşfetmeye meyillenmedim, çünkü hava da çok yağmurlu. O’nun sayesinde kendimi yalnız hissetmiyorum. Ev için hiç bir fırsatla karşılaşamıyorum. Bu biraz yıpratıcı. Evsizlik ne kötü birşeymiş. Tez için neredeyse bütün ilgili hocalara mail attım. KİM SE AMA KIM SE Erasmus öğrencisiyle tez yazmak için çalışmaya onay vermiyor. Bu sürecin İTÜ Erasmus ofisi tarafından yönetilemediğini düşünüyorum. Bu konuyla alakalı Erasmus öğrenimim bittiğinde gerekli adımları attım ve üç farklı birimi konunun önemiyle alakalı bilgilendirdim. İTÜ beni Erasmus’a gönderirken İTÜ’den muaf tutuyor, bağlı olduğum Fen Bilimleri Enstitüsü Darmstadt’ta yazdığım tezi İTÜ’de sunmamı istiyor orada kiminle hangi konuda çalışabileceğimi belirlerken destek olmuyor. Erasmus ofisi bana karşı kurumda hoca bulmamda yardım etmeden benim 60 krediyi İTÜ’nün mezuniyet tarihine göre başarılı vermemi bekliyor. Almanya’da dönem Eylül’de bitiyor ancak İTÜ Almanya’da yazdığım tezin sunumunu Mayıs’ta yapmamı istiyor.. Bu süreçleri nasıl yönettiğimi ilerleyen yazılarda okuyacaksınız.

Zorluk çekmeden daha iyi seviyelere nasıl gelinir? Bilmiyorum. Bana sahip olduğum herhangi bir şey altın tepside sunulmadı, her şeyin bir bedelinin olduğu ve hayatta bir şeye sahip olmak için zorluk çekmenin doğal olduğu benim beynimde ön tanımlı bir kural. O yüzden kendime hiç ‚neden şu da kolayca hallolmuyor, neden bu iş de ben birşey yapmadan ilerlemiyor‘ gibi sorular sormamışımdır. Çünkü sen yapmazsan nasıl ilerlesin? Bu durum sanırım nasıl bir hayata doğduğunuzla alakalı. Sahip olduğunuz yaşam koşullarına göre şekilleniyorsunuz işte o yüzdendir böyle olmam.


17.10.2018

ree

ree

ree

Yazının devamında Merck'ten haber bekliyorum diye bahsettigim o firma bu görüşmeyi yaptığım firma ve şimdiden söylemeliyim ki dönmediler. Hiç bir cevap alamadım kendilerinden, taa ki bu iş görüşmesini yaptığım müdürle 2019 yaz aylarında fitness salonunda şans eseri karşılaşana kadar.. O karşılaşmayı "2019-2/3" yazısında anlatıyor olacağım.


20.10.2018

Tez konusunda gelişme yok. Okulun kantininde harıl harıl bilgisayardan ev bakınırken saatin çok geç olduğunu farketmemişim, biri masaları temizliyordu etrafta kimse yoktu ben de bilgisayara dalmıştım. Adam gelip beni kalkmam için uyardı. Tam kalkıyordum bana „Türk müsün?“ dedi . Al sana bir tesadüf daha. Tesadüflere inanıyorsan.. Adamın adı Murat. Beni eşiyle de tanıştırdı ve ev arayışlarıma yardım ettiler. Bazı ev numaralarının aranması gerekiyordu adam kendi telefonundan arayıp ben akrabasıymışım gibi konuştu ev sahipleriyle. Bir tane ev vardı en çok istediğim, Almanca sınıfındaki Endonezyalı kızın söylediği ev. bu detayları hayatın önceden yazılmış bir senaryo olduğuna – kader’e- inandığım için ve her şeyin nasıl birbirini doğurduğunu görmeniz için yazıyorum. Murat abinin eşi de birkaç gün sonra bana döndü bir tane ev oldu ona bakmaya gidicez seninle diye. Birlikte gittik evi gördük ben ba yıl dım. Kadın teyzemmiş gibi davrandı ve evi tuttuk. Evi kaç paraya tuttuk ? Daha önce bana yurt çıkmıştı 380 euroya ve çok olduğu için reddetmiştim ya hani, şimdiki evi de 380’e tuttum 😊 Böylece aynı fiyata bilmem kaç kişilik yurtta kalmak yerine iki katlı bahçeli bir evin ikinci katındaki devasa büyük odada kalacağım.

Bu olay, benim başta yaptığım bir aptallık sonucunda yurtta kalmayı cahilce reddetmem, sonrasında Almanca sınıfımı değiştirmem, sonra Endonezyalı kızla ve sonra Murat abi ile tanışmam, eşinin benimle evi görmeye gelmesi ve beni tanımadığı halde yanımda olması ile bağlantılı bir olay.. Yani, ben de bu oyunu biraz iyi oynuyorumdur belki insan ilişkilerimle ama senaryonun yazılı olduğu çok aşikar değil mi ?


21.10.2018

ree

Çünkü burada bahsetmedim ama ülke batmaya doğru ilerliyor. Buraya kadar gelmişken Türkiye’deki sonu görülmez karanlığa giden yoldan uzak kalmak için elimden geleni yaparım diye düşünüyorum. Aklıma böyle düşündükçe Atatürk geliyor. Acaba yaşıyor olsaydı benim gibi gençlere gidin der miydi? Sanmam. Kalın derdi. Yoksa tamamen kaybederiz. Ama şu an ‚Atatürk burada olsaydı gitmemi istemezdi‘ düşüncesi kalmama yetmiyor. Bu bencilce bir davranış mı, evet. Ama bencil olmalı mıyım ? Evet. Malesef.

Şimdi tezi umursamadan deli gibi iş arıyorum. Ama ardımda birini bıraktığım için burada kalış planı yapamıyorum. Maksimum iki sene kalırım burada, sonra dönerim. AYNEN KARDEŞ

Burada çalışırsam hayatımı kurdum diyeceğim. TEK BAŞIMA. Şimdi bu adımlar temelin son katmanı. Sonra üstüne ekleyeceğim ne istersem. 4-28 eylül arasında Almanca kursuna gittim dil seviyesi ancak A2 oldu. Okulda tanistigim Ekin'le birlikte Münih’e Oktoberfest’e gittik. Çok güzeldi. Aklıma 2014’te İsveç’te çakma Oktoberfest’e gittiğim ve onun benim için o zaman için çok önemli olaylara sebep olduğu geldi aklıma. Asıl festival buymuş ve ben şimdi gerçeğine gelince anladım ki hayat çarpışmalarla dolu. Neyse Münih’te Ekin’in halasında kaldık, üç gün sonra Darmstadt’a döndük. 14 günlük tatile çıkmak üzere hazırlandık.

24.10.2018

ree

Bu hasta oluşumda Brüksel'de sigortam geçmediği için 50 euro ödeyip muayene oldum. 5 Euro'ya uçak bileti alınan bir tatilde 5 Euro'dan fazla ödenen her şey çok can yakıyor :D

ree

Bu kısımdaki Seville uçuşunda da pasaport soruldu haliyle, benim passaportum yanımda yoktu. Gittim pasaport kayıp işlemi yaptırıp durduk yere yeni pasaport belgesine 20 Euro ödedim. Bir insan uluslararası uçarken ynina pasaport almamak gibi bir hata nasıl yapar aklım almıyor :D Bu belge için de şipşak fotoğraf çekmem gerekti. O kadar zorlandım ki çektiğim fotoğraflardan en insana benzeyenini bastırdım. Aşağıda yazının devamında o fotoğrafı göreceksiniz.

ree

havuza girmek gibi huzurlu aktiviteler yaptım. Planın başından beri soru işareti olan Palma de Mallorca tatili altımızda araba olmadığı için ve/veya şehirden uzakta olduğumuz için vasat geçti hiç evden çıkamadık diyebiliriz.

işte o şipşak fotoğraf

ree

25.10.2018

BNP Paribas’dan iş görüşmesi için aradılar. Teknik mülakat ayarlayacaklar. Sunexpress’teki IT staj pozisyonu için olumlu döndüler, görüşme ayarlayacaklar. Haftaya iki görüşmem var yani 😊 Tez konusunda ilgi alanımda olmayan bir çalışma yapmak zorunda kalıyordum az kalsın. Baştan beri kendisiyle çalışmak istediğim hoca (Karsten Binnig) geri dödnü başka bir alandaki proje için, Darmstadt’a iki hafta sonra döneceğim, bekle konuşalım dedi. Onu beklerken bu alanda çalışmak için kendimi hazırlamayı bir düşündüm, sanırım istemiyorum ve bu topa girmeyeceğim. İstemeyerek yapacağım işte özellikle araştırma öğrenme dolu ise başarılı olmayacağımı bildiğim için reddediyorum bu çalışmayı. Sadece veri bilimi üzerine çalışmak istiyorum. Elimde şimdiden üç ayrı iş imkanı var. Herhangi biri olduğunda şirkette tez yazma işini kesin ayarlarım diye düşünüyorum. Yani iş açısında hiç umutsuz değilim. Bu yüzden yapmak istemediğim işi yapmamak konusunda (tez konusu olarak) yeterince özgür hissediyorum. Evet, bu bir yandan da araştırma yapmaktan kaçıştır. Yapabileceğim başka şeyler varsa istemediğim şeyi riskli bir B planı olarak dahi tutmuyorum. Asıl yapmak istediğime odaklanıp A planını başarmaktan başka seçenek sunmuyorum kendime. Beklemedeyiz bakalım.


30.10.2018

Mercedes’teki başvurularımı yaptıktan sonra bir onay aşaması varmış ve ben o başvuruların hiçbirini tamamlayamamışım aslında. Bugün bunu öğrendim. Bu başvurular taa İstanbul’dayken Mercedes’teki müdürle birlikte yaptığımız başvurular dahil. Düşünebiliyor musunuz bu ne demek? Bu çok şey demek. Kısmet olmayacağı varmış demek. Basit.

Ev sahibim (kendisiyle birlikte yaşadığımız iki katlı evimize) üçüncü birini getirmek istiyormuş. Ben istemiyorum dedim, senin kararın benim için önemli dedi ve bu cevabıma bozuldu. Başka bir yerde yaşamam gerekebilir falan diye blöf yaptım kendisine başkasını eve getirmesin diye. Ev aramaya da başlamadım şu an.


01.11.2018

BNP Paribas görüşmesi rezalet geçti. Bana üniversitede gördüğümden emin olduğum bazı derslerden formüller sordular hiç birini hatırlayamadım. Hiç bir soruya cevap veremedim üç dakika falan sürdü olumsuz sonuçlandı çok komikti :D hiç üzülmedim olmamasına. Dün de Sünexpress ile görüşmeye gittim. Daha önce EY İstanbul’da çalışan bir kıdemli müdür orada beni karşıladı. Çok şaşırdım böyle bir rastlantıya. İki müdürle görüşme yaptık benim tecrübeme ve hedeflerime göre bana sundukları staj çok eksik kaldı onlar da farkındalar ama benim hem tecrübeye hem tez yazabileceğim bir işe hem de paraya ihtiyacım olduğu için her şeye okey diyecek durumdaydım. Bana ofisi gezdirdiler, insanlarla tanıştırdılar, proje yönetimi ekibiyle bile stajım bittikten sonra onlarla çalışırım diye tanıştırdılar. 15 gün içinde belge işleri hallolacak ve işe başlayacağım. Benim aklım Merck firmasında ama onlar da ısrarla dönmüyorlar bana. Bugün başlamak üzere birini arıyorlardı ama dönmediler ve gönlüm hala orada. Neden böyle oldu anlamadım nedir bunun manası. Ama neyse Sunexpress OLDU İŞTE ! Bu böyle hemen belli olunca ben bir Türkiye’ye gidip gelmek istedim eve döndüm bilet baktım çok pahalı geldi alamadım gidemiyorum 😊


3.11.2018

Dr. Nagler & Company şirketinden Business Consultant pozisyonu için görüşme ayarlama maili attılar, Sünexpress ile imza atmadan onların teklifini görmek için hemen ertesi güne ayarladım görüşmeyi.

Bu görüşme garip geçecek, ilk kez iki karar arasında kalmış olacağım burada.


8.11.2018

Merck’ten halâ dönmediler ☹ Kimse de demiyor ki DÖNMEYECEKLER İŞTE NE BEKLİYORSUN HALÂ 😊

Dr. Nagler & Company Almanca konuşmamı istedi, yeterli akıcılıkta konuşamadığım için reddedildim ☹ Sunexpress’e dökümanları gönderdim.. O da sonunda istediği kulüple anlaştı ve formasyon a başladı. Stresli zamanlarımız son buldu. Yeni hayatlarımız bol şanslı, başarılı, huzurlu ve umut dolu olsun. Şerefe..


17.11.2018

işte hayatın beni getirdiği nokta. Bu başıma gelenler asla tesadüf değil..

Sunexpress’te geçen hafta ise bsaladım. Sadece 1 gün çalıştım, gidişte ve dönüşte o kadar saçma sapan trenler kaçırdım ki gidiş de dönüş de 45'er dk sürmesi gerekirken 2,5 saat sürdü. Yaptığım iş hiç bana göre ve pozisyona göre bir iş değildi (Çalışmayan sabit telefon hattının neden çalışmadığını control etmek için kablolara bakmak, envanter değişimini sistemen not etmek gibi fiziksel birçok iş öğrettiler.) Ben de bu işi yapmak istemedim açıkçası. Benim için uygun olabilecek bir iş tanımı değil bu. İnsan kaynakları da benim kontratımı hala düzenleyememiş. O yüzden ben çalıştığım günün akşamında (yol 2,5 saat sürdüğü için) çok sinirli trenden inecekken beni oradaki müdür arayıp kontrat henüz hazır değil çalışman doğru olmaz bu durumda dedi ve yarın gelme dedi. Bu konuşmadan sonra trenden inince Monica’yı gördüm şans eseri. El ele tutuşup onun (beni ilk günlerimde ağırladığı) evinin yakınlarında yürüdük. Bana bunların normal süreçler olduğunu söyleyerek beni bayağı telkin etti motive etti. Ben de artık oraya gitmek istememiştim zaten o yüzden sorun yok. Akşamında eve gittiğimde ev sahibim daha önce hiç karşılaşmadığım eski eşiyle şarap içiyordu. Kadın (ev sahibim: adam) benim Erasmus yaptığım okulda bilgisayar bilimleri bölümünde profesörmüş. Ben yolun çok uzun sürdüğünden ve o günkü işlerin benimle alakası olmadığı halde pozisyonun bu gibi şeyler yapmak üzere açılmış olduğundan ve bu işte mutlu olmayacağımdan şikayet ederken kadın bana mesleki becerilerimi sordu. Sonra kadınla bu konuşma ilerledi ve yapabileceklerimi anlattiktan sonra begendigini soyledi ve ona CV’mi gönderdim. Sonrasında okula onunla okuldaki araştırma görevliliği (aslında profesör asistanlığı veya çalışan öğrencilik statüsünde part time bir iş de denebilir) için görüşmeye gittim. Bana o akşam bir program öğrenip onunla döküman dönüştürme işlemi gibi bir şey demişti, bu da benim için en iyi çalışma alanı değildi ama ihtiyacım olduğu için onu yapabilirdim. Birçok iş ilanına başvurmaya devam ettim o akşam.

Görüşmeye gittiğimde ise o işin bana göre olmadığını ve daha çok benim yapabileceğim bir işte bana ihtiyaç duyulduğunu söyleyip beni başkasına yönlendirdi. Bölümden başka bir hoca. O hocayla da tam olarak yapmak istediğim bir işle alakalı gereksinimleri olan bir proje üzerine konuştuk.


22.11.2018

Üniversitede yapmak isteyeceğim ve bana da katkısı olacak bir iş için part time asistanlık kontratı imzaladım. Dün Sunexpress’teki müdür aradı, insan kaynakları yüzünden oluşan sorunun çözülemediğini ve orada ise başlayamayacağımı haber verdi. Zaten oraya ait hissetmemiştim. Bugün zaten Dörte hanımla görüşmem olduğu için motivasyonum çok yüksekti. Bir ara Sunexpresse uğrayıp eşyalarımı alacağım. Aralık ayında 30 saat ve ocak ayından itibaren eylül ayına kadar da aylık 80 saat olacak şekilde anlaşmamızı imzaladık. İmzalarken Dörte bana zaten mezun olduğum için ücretin ilerleyen zamanlarda değişebileceğini (artabilir) belirtti. Bu konuya verimli olduğumu hissettiğim zaman geri döner düşünürüm. Ben bu konuşmayı unutmuşum bir süre sonra, şu an bunun üzerine hiç gitmediğimi farkettim. Gözü fazlasında olmayan biri olarak bu gibi küçük tüyoları cidden hep gözardı ediyorum. Son günlerde hep Almancam olmadığı için reddediliyorum firmalardan. Bu sebeple harıl harıl almanca çalışıyorum. Gayet iyi gidiyor ve eskiye göre daha fazla ve akıcı konuşabiliyorum. Evde yaptığım spordan da bahsetmedim ama etkisini de çok görüyorum insanların da dikkatini çekiyor, bugün 34 beden etek aldım kendime.

Şimdi bir düşünelim. İlk işimiz neydi? Çalışmak, para kazanmak.Yeni yıl tatilinde TR’e gitmeden 300 euro kazanmış olmak çok iyi olacak. İlk hedefe ulaşmak zaman aldı ama oldu. Kendimle son derece gurur duyuyorum. Ve kadere ve kısmete de öylesine inanıyorum ki, kendimi bazen bu senaryonun sürprizleri karşısında etkilenmiş buluyorum. Şimdi tez konusunda bir hoca bulup el sıkışma vakti. Bu arada özel sağlık sigortası gibi bir şey ödeyip ödemek istemediğim konusunda soru soruldu, burada tanıştığım Mevlüt abiyi aradım sordum ne önerir diye, Almanya’da bir gelecek düşünüyorsan iyi bir yatırım olacaktır bu dedi. Ben de ödemeyi kabul ettim. Bu şekilde ciddi gelecek kararlarıma uygun planı en güzel şekilde yürütmek için ikinci adımı da attım. Sıradaki adımları tezi belirlemek, almanca geliştirmek, çalışma izni alacak bir iş bulmak şeklinde belirledim. Erasmus bitmeden benim fulltime iş bulmam lazım ve full time işe tezi bitirince Istanbul'a gidip mezuniyet işlemlerimi tamamladıktan sonra devam edebilmeyi garanti etmem lazım. Kendime sabırlı, azimli, çalışkan ve başarılı olduğum için teşekkür ederim. KENDİNE TEŞEKKÜR EDEN BAŞKA BİR INSAN VAR MIDIR ?

ree

Tezi üç ayda bitirmeyi hangi motivasyonla planladın acaba..


9.12.2018

Gönül işlerimden bahsetmişim, ancak şu an bu ilişki sona erdiği için ve bahsi geçen kişinin yeni ilişkisi olduğu için buraya yazamıyorum o yazıları. Sadece değinmek istediğim bir şey var, hayatımdaki insanların da başarılarından mutluluk duyuyorum ve onlarla gurur duymak hoşuma gidiyor. Hayatımın o döneminde başarılarıyla gurur duyduğum ve benimle gurur duyan biriyle olmak çok güzeldi.


ree

Ama aylar sonra ayrıldık.. Sanırım Benjamin abi haklıydı..


Sevgiler..

Yorumlar


©2020, Meltem KÖSEDAG tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page