top of page

Kariyer Yolumun Başında (2016-3/3)

Güncelleme tarihi: 29 Mar 2020


Bu yazıya 'Özel sektörde iş hayatına ve İTÜ'de yüksek lisans eğitimine aynı anda başlayan bir gencin dramatik ama bir o kadar da azimle ayakta duruşunu sergileyen günlüğü' adını veriyorum :)


7.9.2016

İTÜ’deki kayıt işlemlerimi yaptım. EY’a da bayağı düşük ücretle başlıyorum, belgeleri toplama süreci bitince 19 Eylül'de hem okul hem iş başlayacak. Özel derslere de o hafta tekrar başlayacağım. Malûm giderler devam ediyor, gelirde artış olmadı. KYK bursumla aynı tutarda maaş alacağım çünkü. Şaka değil, komik bir miktar. Neyse.

Eskisi kadar enerjik değilim. Tatilde bunaldım verimsizlikten. OSES’ten aradılar yarın seçmelere gidiyorum.


8.9.2016

OSES’te kayıt odasındaki çalışanlardan biri ben türküyü söyledikten sonra mesleğimi sordu ve bana mühendisliği bırakmamı söyledi, gülüştük. Çıktım odadan. Bence bayağı iyiydim..

9.9.2016

"Yöneticinin Başarısızlık Rehberi" isimli kitabı okuyorum. Muhteşem notlar aldım.

Bu notları baska bir yazıda, „Yöneticinin Başarısızlık Rehberi Kitabı’ndan „ismiyle paylaşacağım.


2.10.2016

19 Eylül'de işe ve okula başladım. İş çok güzel, tam istediğim gibi bir ortam ve projeler de öyle görünüyor. Emrah Bilaç ile çalışıyorum. Kendisi iyi bir müdüre benziyor. (İş hayatıma Emrah Bilaç ile birlikte çalışarak başlamak benim için büyük şans oldu. Kendisi balık tutmayı öğreten harika bir müdür..) İş saatleri keyifli geçiyor. Okul yoğun gidiyor, dersler aşırı sıkıcı. Umarım bütün yüksek lisans hayatı böyle geçmez. İlk haftadan pişman oldum bu ne biçim içerik ?

Neyse, spora başlamayı planlıyorum. Şu an kurulu düzenimi oturttum. Ama maddi olarak çok komik bir durumdayım. Öğrenci gibi hayat süreceğim bu parayla, bu ne..

Vakıf Emeklilik’e danışmanlık veriyoruz. Proje hoşuma gitti. Herşeyi burada öğreniyorum, biz üniversitede ne öğrenmişiz tam anlayamıyorum. Zamanla anlayacaksın, öyle hemen ilk haftadan ne bekliyorsun 😊 Müşteri (yani proje süresince danışmanlık verdiğim firma) tarafındaki müdür benim stajyer olduğumu öğrenince stajyerken böyleysen gel bizde çalış dedi. Hem de ilk haftadan. Şaşırdım.


6.10.2016

IBM TM1 programında process yazıyorum ama öğrenirken hiç hoşuma gitmiyor çok karışık. (2019’da nasıl işime yarayacak bu program, bir bilsem..)

4 ders aldım, bir tanesine gitmeme kararı aldım. Ama dersi bırakma zamanı dolmuş (Ileride bu olay bana büyük şok yaratacak. Böyle önemli konularda genelde bir aptallık yaparım), o yüzden dersi bırakamadığım için ortalamam direkt düşecek sanırım. Neyse vardır bir hayr, yetişebildiğim kadar giderim. Gitmeden halletmeye çalışırım belki dersi. İşe gitmek yoldan dolayı çok yoruyor, sürekli sırtımda bilgisayar, biryerlerdeyim. Aklıma hep Atakan Akıncı (İtalya’da tanıştığımızda yüksek lisans öğrencisi olan, şu an doktorasını tamamlamaya hazırlanan arkadaşım) geliyor. Zamanında o da hep sırtında ağır çantayla dolaşıyordu. O da her istediğini (hayalini) gerçekleştiren bir çocuk. Tanıştığımızda planladıklarını şu an yapıyor. Onunla gurur duyuyorum. Arkadaşlarımın başarılı olmalarından her zaman gurur duyuyorum. (Neyse ki kendimi bildim bileli haset, kıskançlık gibi hem kendini hem karşındakini geri çeken huylarım yoktur. ) Acaba benim de tezimi yazıp bitirdiğim günleri görür müyüz?

Acaba önümüzdeki sürecin tadını ne zaman çıkaracağım..

Kendimi işe kaptırmak istemiyorum ama işin gidişatı onu gösteriyor. Plan yapmam lazım, acil olarak çalışma kurallarımı koymam ve plan yapmam lazım, ben okula gideceğim günleri belirlemedikçe ve hep bu ikilemi yaşadıkça, aynı gün hem okul hem iş varken işe gitmeyi seçeceğim ve dersi aksatacağım. Olmaz böyle.

Hangi akşamlar spora gideceğimin kesin olması lazım, çanta taşıma planı yapmak bile motivasyonu artıran azaltan birşey, bunu yönetmeliyim.

Mesela şu an farkettim, Erasmuş için 4 dersi de veriyor olmam lazım (Günaydın 😊) dersi bırakma lüksüm yok. Şimdi bunaldığım süreç geri başlayacak sanırım.

İşe 2,5 gün giderek saçmalamış mı olurum acaba? Yarım güne bölmek bana nasıl verim sağlar bunu bir deneyeceğim. İş verimi düşer gibi geliyor ama işi ikinci plana koyma şansım yok.


17.10.2016

ree

Pazartesi, salı okula gidiyorum. Çarşamba, perşembe , cuma işe gidiyorum. Haftasonu arkadaşlarla ödev yapıyoruz. Okulu dört gün ardarda yaşıyorum, işe gitmeyi de daha isteyerek yaptığım birşey olduğu için iple çekiyorum. Ama işyerinde kendimi yeterli bulmuyorum. Müdürüm ve kıdemlim bende ışık gördüklerini söylediler. Bence beni gaza getirmek için söylüyor olabilirler, tam anlamadım ama tamamladığım işler oluyor ve bunlar beni çok tatmin ediyor. Erasmus için biraz koşturmam gerek, ortalamam sıkıntı olacak sanırım. Tezim için YTÜ'den Armağan hocamı eş danışman olarak atamak için uğraşacağım. Özel ders vererek para biriktirmek istiyorum. Çalıştığım para ancak temel giderlerime yetiyor. İki gelir kaynağının olması para biriktirmek için daha iyi oluyor. Enerjim de yettiği için bunu yapmam gerekiyor diye düşünüyorum. Akademik kariyerden deli gibi uzaklaşıyorum. Saçma sapan dersler görüyoruz. Mühendislikle alakası yok derslerin, sayfalarca teorem istaplıyoruz. Deliricem. İTÜ’den çok soğudum. Sadece sevdiğim bir hocam var, Ersin Özuğurlu. O olmasa yükseği YTÜ’ye taşımayı düşünürdüm ciddi olarak.


20.11.2016

Bir aydır yazamamışım şu deftere. Üzülüyorum bu zamanları aksatınca. Neyse 1 dersi geride bıraktım gidemedim yetişmedi, 3 dersi geçeceğim. Biri, hocanın saçma sapan verimsiz olması ve dersin verilen slaytlarla aynı işlenmesi sayesinde iyi gidiyor. Topoloji bilmiyorum nasıl gidiyor. Benim topoloji ile ne alakam var. Ders ezberden geçiyor, hafızam çok kötü olduğu içi zorlanıyorum. Kafamı çalıştırmamı isteseniz keşke benden. Ezber üzerinden eğitim ilerletmek ancak geri kalmış bir eğitim sisteminin eseridir. İsveç’te derslerde formülleri önümüze koyar, nasıl kullanacağımızı öğretirlerdi. Şuraya bak. Neyse.. diğer dersten de o kadar çok ödevim var ki sinirlerim bozuluyor artık sürekli ağlamak istiyorum. O kadar bunaldım ki yüksek lisansı bırakmak istiyorum. (daha bir dönem bitmedi ya ne bu ağlıyoruz hemen.. )

İş güzel gidiyor. Çok vakitsizim. Yeni insanlarla tanışıyorum, vakit geçiremiyorum. Modum düşüyor ama direniyorum. İsveç’ten eski hocamla konuştuk. Okulun web sitesinin linkini attı, açık projelerini söyledi hangilerinde yer alabilirim diye. Onlardan birine dahil olarak yurtdışına adım atmaya çalışayım. Benim ilgilenmem gereken konular aslında bu tarz işler. biliyorum. İTÜ’deki danışmanım bana kendisinin yurtdışı imkanı sunamayacağını söyledi. Ne kadar istiyorum, ne istiyorum bunlara iyi karar vermem lazım. Kovalamazsam hiç birşey olacağını sanmıyorum. Ama etrafımda bana destek olacak kimse yok. Hep herşeyi kendim yapıyorum, fikirlerimin peşinden giderken de yalnızım. Yurtdışına yeniden çıkmak istiyorum.

Pasaport başvurusunu yaptım. Doktora yapan bir arkadaşımla konuştum. Fransada bir konferansa katılacağım, eğer gidip gelmemi sağlayacak bir burs bulursak. Şimdi güneşli bir havada ders çalışmaya başlayacağım..


16.12.2016

Happiness is real, when shared. Mutluluk, paylaşılırsa gerçektir. -Into the Wild filminden..


Eğer birşeyi istiyorsan, ona ulaş ve yakala.

Çok da haz duyduğum şeyler yok şu an hayatımda.

Sadece aynı anda çalışmak ve okumak sürecinin başlangıcında herşeyin üstesinden gelmek için gereken o güce ve azme sahip olmayı istiyorum. Sahibim de..

Bazen çok kısa süre önce çok istediğim şeylere sahip olmaya başladığımda farkediyorum, hatırlıyorum ne kadar çok istediğimi. Şimdi, isteyebileceğim tek şey; yeniden sevebilmek. Neden biliyor musun? Çünkü bir tek o eksik. Tekrar seviyor ve seviliyor olduğumu görmeyi çok isterdim. Çok bencilim galiba, bu yüzden sevilmiyorum. Mutluluğum da bireysel oldukça ve paylaşmadıkça gerçek gelmiyor..


Bazen müdürümle konuşurken kendimi güçsüz ve eksik hissediyorum. Nasıl daha güçlü olunur? Insan kendini nasıl geliştirir ve yetiştirir? Zamanla herhalde. Zamanla tamamlayacağım eksiklerimi sanırım. Öğrenmeliyim.


Biriyle kendimle ilgili konuşurken hem heyecanlı hem baskın konuşuyorum ama görüyorum ki başkası birşey anlatırken çok hevessizim ve çoğu kişiyi dinlemiyorum. Neden acaba. Kesin vardır psikolojik bir sebebi. Bir ara üzerine düşünüp bunu anlamaya çalışacağım.


Armağan hocam staj için İspanya’yla konuştu. Ben ise danışmanlık yapmakla İTÜ’de yüksek lisans yapmayı aynı anda götürmenin ne kadar zor ama güzel olduğuyla ilgili düşünüyorum, zaman böyle geçiyor bazen. Bunun iki yanı var, güzelleşen ve doyuran, boğuştuğum ve yoran.


İş hayatı kendimi çok sorgulatıyor.

Samimiyet, güven, özgüven, düşünme, anlama, uygulama, amaç, stres gibi konularda kendimi ne kadar iyi yönetebiliyorum? Kendimi ve çevremi tabii. Bunu zamanla geliştirmem lazım.


19.12.2016

ree

Hayatım öyle gidiyor ki telefonumun şarjı 2 gün yetiyor. Ben de mesaj atmasından bunaldığım insanlara cevap atmaktan bunalıyorum. (Şu an olsa bunu assssssla yapmam. Zaman, enerji ve motivasyon kaybetmek işte budur. Yapmak istemediğin şeyi yapmak. Bunu yıllardır yapmıyorum. Hayat kalitesini muhteşem arttırır böyle durumlardan uzaklasmak.Sana yararı olmayan şeyi yapmayacaksın. Basit.)

Tahammül eşiğimi kişiye göre değiştirmeye çalışıyorum. Ikili ilişkilerimi yürütürken deney yapıyor gibi davranıyorum. Ama hislerim insanlardan uzaklaşıyor. Bazen sahte yemler atıyorum. Sonra birilerinin o yemleri yemesinden mutluluk duymam gerekirken uyuz oluyorum. Ama o yemlere dönülüp bakılmadığında da uyuz oluyorum. Sanırım içimde gerçek sevgi kalmadı. Hem yalnız olmak istiyorum hem de sıkılıyorum. 'Başarmak ve büyük bir istekle çaba sarfetmekte' eskisi kadar iddialı değilim. Sanırım birşeyleri başarmayı eskisi kadar önemsemiyorum. (hedeflerime ulaştığım zaman hep böyle bir süreç geçiriyorum. hayattan beklentilerim düşüyor sanırım. Ya da ee bunu yaptık şimdi ne oldu? gibi düşünüyorum o yüzden dengesiz moral iniş çıkışlarım oluyor hedeflerime ulaşınca)

Kendimi buradan sonra nerede görüyorum? Peki ya nerede görmeliyim? Neleri riske atmalı, neleri göze almalıyım? Adım atmalıyım bunu biliyorum. Ama heyecansızım.


20.12.2016

ree

İTÜ’den mail geldi. Çin’de devam edebileceğim eğitim programı varmış. Belki giderim. İkinci dönem 3 ders alma imkanım olacak. Eğer olursa Erasmus veya Çin'de eğitim için de başvuruları zorlayacağım. Ama iş hayatındaki hedeflerimden de uzaklaşmıyorum. Firma çok iyi. (2020’de aynı firmanın Almanya ayağında çalışıyorum. Koronavirüs sürecinde en erken önlem alan firma olarak, çalışan haklarından iş imkanlarına, çalışma standartlarından iş kalitesine kadar mükemmel bir firmada çalışmanın mutluluğunu halâ yaşadığımı belirtmek isterim. Tabi başlangıçta maaş konusunda bayağı kötüydü ama zamanla tüm olanaklarını değerlendirdiğimde mükemmele yakın bir şirket diyebiliyorum. Maaş Türkiye’de halâ düşük seviyedeydi ben Almanya‘ya gelirken, şu an hem orayı hem burayı bu konuda değerlendirecek gerekli bilgiye sahip değilim.)

İTÜ’de ve YTÜ’de akademik kadro açıldı. Ama ben akademik kariyerden tamamen uzaklaştım. Bu yüzden başvuru yapmamaya, manipüle olmamaya, herşeye atlamamaya özen gösteriyorum. Yolumu en doğru şekilde, en güzel ihtimali değerlendirecek şekilde inşa etmeye çalışıyorum. Şükür, oluyor da ..



Sevgiler..

Yorumlar


©2020, Meltem KÖSEDAG tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page